20 Eylül 2013 Cuma

Azimle devam

Tam bir ay sonra bugün, her hafta 3 kez gittiğim spor merkezinde kilo kontrol günümdü.İlk tartıldığımda 78.400kg çıkmıştım.Bugün ise 75.100kg. Su kaybı olmuş sadece.Kas ağırlığım da biraz düşmüş?! Nasıl olduysa.Yağdan ne yazık ki hiç bir şey gitmemiş.O kadar düzenli ve dikkatliydim geçtiğimiz bir ay boyunca.Bu sonuç biraz şaşırtıcı.Ayrıca gören herkes kilo verdiğimi fark ediyor. Anlaşılan benim işim biraz zor.Ama vazgeçmeyeceğim bu sefer.Aynen devam.

Yediklerim mi çok zayıf kaldı diye şüphe ettim biraz.Çünkü hazırladıkları programa uygun tüm hareketlerimi düzenli haftada 3 gün yaptım.Mümkün oldukça yürüdüm.Bol su içtim.(2lt) Çay,kahve,kola hiç içmedim.Sabahları kepekli beyaz peynirli tost aralarda badem,öğle yemeği sebze,köfte,tavuk vs. Akşamları 7'den sonra bir şey yemedim.Kaçamak yapmadım.Ama sonuç bu.Neyse yapacak bir şey yok.Ümitsizliğe kapılmadan devam edeceğim.Bu da başarı.Sadece hedefe giden yol uzuyor.

Bu ay spora gidemeyeceğim ama.Bayram tatili,işler vs.Kasım ayında tekrar başlayacağım.Ama bu dönemde harekete yürüyüşe devam.Çoğunlukla evde de yapabileceğim hareketler var zaten.

Şöyle bir mucize olsa.Sağlıklı ve hızlı bir şekilde kurtulsam şu kilolardan. Ahh ahh..



18 Eylül 2013 Çarşamba

İflah olmaz platonik

İflah olmaz bir platoniğim.
 İlişki yaşayamadığımdan daha önce bahsetmiştim.Bu yüzden platonik aşklar tam bana göre. Hem çok romantik. Hikayesini sen yazabiliyorsun.Dilediğince özgür yaşayabiliyorsun aslında.Hayallerin kadar özgürsün.
Ben genelde içimdeki romantiği bu tarz aşklarla besliyorum.Adamın bundan haberi olmuyor.Hissetmiyor bile.Ben kendimi yakıyorum onun aşkıyla. Her şeyi yaşıyorum.Kavga ediyor küsüyorum bile.Tavşan dağa küsmüş gibi.Daha sonra kendi kendime barışıyorum da.En sonunda ben bitiriyorum, ki en güzel tarafı bu.Terk edilme acısı yaşamıyorum.

Geçmiş yıllarda böyle yaşadığım platonik sevgililerimle gerçek ilişki yaşamayı denemedim değil.Ama olmuyor.Hayaller ile gerçekler birbirine hiç uymuyor.O yüzden işler o tarafa geçmeden dönmek en iyisi.

Bazen tam tersi de oluyor.Öyle bir kaptırıyorum ki kendimi.Kontrolden çıkıyor.Sevdiğim adamın yakını oluveriyorum.Adam gözümün önünde aşık oluyor başkasına, ben dinliyorum,görüyorum,izliyorum.Ağzımı açıp tek kelime edemediğimden acı üstüne acı çekiyorum.Başka bir çivi bulup o çiviyi sökene kadar kan içinde debeleniyorum.Sonra mı? Bakmışsın o çok sevdiğim adam sıradan biri olup çıkmış.

Bir yerde okumuştum.Olaylar, kişiler unutulabiliyor- ne yazık ki bende fil hafızası var - ama hissedilen duygular asla. Yani bazı kişileri veya olayları hissettirdikleri duygularla hatırlarız.Bende de öyle oluyor. Bazen gülümseyerek anımsarım, bazen ise korkunç bir öfke ve mutsuzlukla.Sonra da kinci diyorlar bana. Kindarlıkla ne alakası var.Hafıza meselesi bu.

Neyse ne diyordum ben, aşk diyordum. Aşk işlerinde hiç yüzü gülmemiş biri olarak bence benim için en hayırlısı bu.

Yine bir aşkın tam ortasındayım.Sona yaklaşır mıyım yoksa doğrularımı değiştiren o doğru adam o mudur hiç bilemiyorum. İlişkimiz platonik olarak sohbetlerle sınırlı.Zaman zaman ayrıldığımız oluyor.Ama çokça da sevimli bir şey hemen gönlümü alıyor.( Bunlar bence.O farkında bile olmayabilir çünkü bazen öyle şeyler söylüyor ki ben yerle bir olabiliyorum.) 




13 Eylül 2013 Cuma

Bana bir masal anlat baba.

Babamı gördüm rüyamda.Sıcacıktı.Sevdim saçlarını  bembeyaz.Ağlayarak ve acıyarak uyandım..Ne kadar özlemişim onu.





Evet dün akşam pek keyfim yerinde değildi.Ne zaman canım sıkılsa bir şeylere, yalnız bırakmaz beni.Canım babacım.Hayatımda artık olmasa da ruhuyla hep yanımda.

Her kız çocuğu gibi ben de çok hayrandım babama.İlk inancım,kahramanım.Erkendi gidişi.Gitmeseydi ...

Bugüne kadar onun benimle hep gurur duymasını istedim.Bunun için çabaladım.Bence bunu başardım.Onsuz hayatımda onun doğrularıyla yürümeye çalıştım.Hatalarım da oldu.Kızdırdım onu biliyorum.Ama genelinde, onun istediği güçte,hem dimdik durdum.Babasının kızı oldum.

Ondandır işte,her yenilişimde, kendime dönüşüm.Ben en değerlimi uğurlamışım. Özlemin en büyüğünü,ayrılığın en gücünü göğüslemişim. Ölümü bilene tüm kayıplar aynı ve sıradan gelir.


4 Eylül 2013 Çarşamba

Kader mi bu?

İşte bunu sevmiyorum.Yarım kalmış parça parça duygular.Kader bu.

Bile bile,elinden bir şey gelmeden izlemek öylece olanı biteni.Ben yine yeniliyorum.

Hayatımdaki her yeni gibi müzmin bir yeni-lgi bu benimki.Burada hiç bir şey yapamadan,diyemeden oturuyorum.O, gidiyor.Gitti.Bir daha gelmeyecek biliyorum.

Bütün gece izledim gidişini.Oysa yeni gelmişti.Yine yenik düştüm ben.Gitmeseydi, hiç gitmeseydi.Kalsaydı yanımda.Tatlı tatlı konuşsaydı.Yalan söyleseydi hatta. Kandırsaydı. Kansaydım.Sevseydi beni.Acıtmasaydı.

"Küçük bir kızın şefkat ve güven arzusuyla babasının göğsüne sokulduğu gibi" Anlatamadığım,diyemediğim.

Diyemedim.Ben hiç gitme demedim.Gitmeseydin...dedim.Kalmasını o kadar çok istedim ki ama kal demek yersizdi.Beni hiç üzmek istemezdi.Uğurladım tüm gidenler gibi.


Yalnız

Ne zaman yalnızlık istesem,çıkıyorum sokaklara,yürüyorum aceleci kalabalıklar arasında.Yüzler görüyorum ifadesiz.Ne seviyor ne sevmiyor beni kimse.Hiç kimse yok herkesin içinde.Herkes biraz ben gibi.Ben kimsesiz.

Dalıyorum yorgun dargın uykulara.Rüyalar görüyorum,ağlayarak uyanıyorum günlere.Hep biraz pişmanım olanlardan.Keşkeler biriktiriyorum yıllar geçtikçe.

Küsüm sana,ona.Affetmiyorum kendimi.


Albatros Kuşunun Hikayesi

Bu hikayeyi internette gezerken tesadüfen buldum.Ne kadar gerçek emin değilim ama çok etkilendim.Sizinle de paylaşmak istedim.Zaten bu ara ne olduysa bir romantik dönemden geçiyorum.Eylülün gelmesi,hüzünlü sonbahar da bunu tetikliyor farkındayım.Durmadan romantik filmler izleyip hüzünleniyorum.Çok ilginç dün spor yaparken bile dinlediğim müziklerin ne kadar hüzünlü olduğunu anlayınca bir an utandım.Hayal edin yanınızda koşu bandı üzerinde bir deli, bangır bangır Adele'den Someone Like You dinliyor.Gerçi beni bu şarkılar fena gaza getiriyor.Daha bir azimle spora sarılıyorum.Neyse ya çok uzatmayayım buyurun size Albatros Kuşunun Hikayesi; 


Albatros kuşu,  doğduğu ilk andan sonra annesinden ayrılırmış.Uçmayı kendi öğrenir ve uçmaya başlar başlamaz eşini ararmış.Eşini bulmadan bir yere konmaz,sadece eşini bulunca bir yere konarmış.Bulamazsa da ölünceye kadar uçar, havadayken ölürmüş.