Ama bu niyetle başlamıyorum ilişkiye, ilişki kendi kendine bu yola sapıyor...
Bu; biten tüm ilişkilerine gönderme yapan bir erkek tarafından söylenmiş bir söz. "Zavallılar" diye anıyor tüm eski sevgililerini. - Evlenme ümidiyle beklediler ama olmadı.Ben bir yolunu buldum ve bitirdim demek istiyor.Ama başlarken iyi niyetle yani güzel bir ilişki yaşayayım,hatta belki de evleneyim - diye başlıyor.Tabii bunları bu şekilde söylemiyor.Aynen o başta yazdığım sözü söylüyor.Bunlar benim varsayımlarım ama bunu demek istediğine pek de şüphem yok.
Gelelim bu sözü edenin profiline.. 30' lu yaşlarında,eğitimli,iş güç kariyer sahibi bir bey.Yakışıklı bile sayılır.Çoğumuz için sağ parmaktan sola geçen tek taş yüzük hissi uyandıran bir zat. Düşünün ki bu bizim bitmek tükenmek bitmeyen evlilik isteğimiz, bizi onların gözünde nasıl birer zavallıya dönüştürüyor.Zaman, bize pek cömert davranmıyor kabul. Ama nerede o evlilik için ikna edilen kadınlar? Camın önünde yapılan serenatlar, düellolar.Nerede şimdilerin adamı nasıl kandırsam da evlilik yoluna soksam,hangi türlü numarayı çevirsem,intihar mı etsem,hamile mi kalsam kadınları? Vallahi eğer bu zamanda adamı evliliğe ikna edecekseniz ben derim ki "3 ay ömrüm kaldı" pozuna girin." Son dileğim beyaz gelinlik giymek" falan diyin.Çünkü evlilikten zaten öcü gibi korkan bir adama hamilelik numarası hiç sökmez ben baştan söyleyeyim.Düşünsene adam aynı evin içinde 2 kişi olmak için bile kıvranıyorken sen ona üçüncü birinden, hatta bir cüceden söz ediyorsun.
Ömrüm kısa de .Kafala adamı.Adam amaan zaten ölüp gidecek bari ilerde anlatacak hikayem olur deyip belki bu hapı yutar ama sonrasına karışmam.Benim işim, adamı o nikah masasına kadar oturtmak.Gerisi senin işvene, cilvene, cadılığına kalmış.
Ömrüm kısa de .Kafala adamı.Adam amaan zaten ölüp gidecek bari ilerde anlatacak hikayem olur deyip belki bu hapı yutar ama sonrasına karışmam.Benim işim, adamı o nikah masasına kadar oturtmak.Gerisi senin işvene, cilvene, cadılığına kalmış.
Neyse işte benim kanıma çok dokunuyor bu adamların evlilikten kaçak pozları.Biraz hak vermiyor da değilim aslında. Düşünsenize evin içinde sürekli hormonları oynak biri.Ağlıyor,gülüyor,bağırıyor.Sürekli bir şeyler istiyor.Tatil,romantik akşam yemeği,hediye,pırlanta vs. Her gece başı!! da ağrır gönlü olmazsa.Haydi her şey yolunda diyelim.O tatlı dilli annesi yok mu? Kızını prenses gibi en iyisi, en hayırlısı için büyüten.Ya da daha önce söz ettiğim cüce.Her gece ciyak ciyak ağlayan.Uykuyu haram eden. İşeyen, sıçan,ateşlenen,kusan.Ne istediğini bir türlü bilmeyen,ifade bile edemeyen. Buradan bakınca ne kadar da ürkütücü değil mi?
Geçin şimdi bizim tarafımıza.Bakın.Aynı yerden bakınca bize de korkunç gelmiyor mu? Üstüne üstlük evin düzeni,temizliği,O cücenin tüm bakımı.Eşin,dostun,akrabanın gönlünün hoş edilmesi.Kocanın maçı,suratsızlığı,unutkanlığı,kabalığı (öküzlük demek istemiyorum zira son zamanların en moda sözü,kullanılabilir) Yani bizim böyle bir beyaz gelinlik giymek ve 3 saatlik prenses rolü için değecek çile mi bu tekrar bir düşünelim derim ben.Sadece hormonal bir çocuk yapma isteğiyse az bekleyin.Yıllar içinde geçiyordur. Yani kaç anne 9 ay karnında taşıdığı,acılar içinde doğurduğu,bokuyla,kusmuğuyla uğraştığı,gecelerce uykusuz kaldığı,yemeyip yedirdiği,giymeyip giydirdiği çocuğundan hayır görüyor ki? Hayır bir de hayırlı bir evlat yetiştirmek de mesele.Olmadı ne yapacaksın? Formatlayamazsın da.Tamam anlıyorum.İçinizde çocuk sahibi olanlar bana diyecek ki yaşamayan bilmez evlat sevgisini.Kabul. Ama yaşamadığın bir sevginin özlemini çekmezsin.En fazla merak edersin.Acaba nasıl bir duygu diye?
Tüm bu söylediklerimden evlilik ve bebek düşmanı olduğum sanılmasın.Bunlar artık ümidini kaybetmiş olmanın getirdiği razı gelişler,kabullenişler.Ne yazık ki ben de o beyaz gelinlik içerisinde aşık olduğum adamın kollarında dans etmek,tüm dostların ve belediyenin huzurunda Eveeeet diye haykırmak, mutlu mesut yaşamak,hatta bir de, 1 veya bir kaç bebekle bu mutluluğu taçlandırmak isterim.Dilerim,duacıyım.
Ben de mutlu değilim zira çevrenin evde kaldın acımalarına, sende bir şey yok mu daha sorularına,az biraz kilo alsam hayırdır bebek mi yoksa densizliklerine katlanamaz oldum.
Ama tüm bu salakça şeylerin bir gün son bulacağına inanan biri olarak tüm bunların gazına gelip mantık evliliği denilen o mantıksızlığı yapmayacağım.Gerçekten sevmeden,ayaklarım yerden kesilmeden ve o evliliğe ikna edilmeden evlenmeyeceğim.Yaşım geçiyorsa geçsin.Adamın sonra suratını falan çekemem ben.Ayy en ufak bir kavgada ben zaten hiç istemiyordum,sen istediğin için evlendik mızmızlanmalarını hiiç çekemem. ( Bunu yapan kocalar biliyorum.) Adam zaten o oyunun içinde olmayı hiç istememişse oyun boyu mızıkır. Sen oyalarsın,oyuna heyecan katarsın,ilgiyi biraz olsun toplarsın ta ki O, başka bir oyun ve oyuncu bulup gidene kadar.Yorulursun arkadaş.
kaderimde hep güzeli aradım içimdeki sazlar başka söz başka hayalimde canlanırken muradım
duvardaki resim başka sen başka
Not: Belki 1-2 sene sonra baktım ki ciddi ciddi evde kaldım,düğün konseptli bir parti veririm.Giyerim gelinliğimi,çağırırım eşi dostu akrabayı.İsteyen de ne istiyorsa giysin taksın takıştırsın. Hoppala atarız göbekleri,çekeriz halayı.Eee ben daha ne yapayım yani?